15 Ağustos 2012 Çarşamba

Bide şey..

La oğlum sen nası bişeysin ya. Senin beni en yakın arkadaşına anlatmanı yerim, beni kıskanmanı yerim, benim için feysini dondurmanı yerim. Öyle bi zamanda geldin ki. Hani bi şiir var 'öyle bi zamanda gel ki/vazgeçmek mümkün olmasın' diye. Aynen öyle oldu işte. Ağlarken, sinirliyken, moralim bozukken tek istediğim seninle olmak. Senin bi 'geldiiim' mesajın bile yüzümün gülme sebebi. Beni düşünüp hayal kurman bile, bana sarılmak istemen bile, Cuma gününü iple çekiyo olmamız bile mutluluk nedeni. Bu günlerde bana iyi gelen tek şeysin sanırım. İyi ki geldin. İyi ki varsın. Neyse, şarjın bitti 15 dakikaya mesaj atıcam dedin artık susup mesajını beklemeliyim.
Bide şey;
Seni seviyorum.
Ve
Beni hep sev tamam mı?

14 Ağustos 2012 Salı

Köpüğü çok özledim.

Köpük benim golden-terrier kırması olan minnak köpeğim-di. Barınaktan almıştık. Çok tatlıydı. Minnacık bişiydi zaten. Kanepeye bile çıkamıyodu. Ben kanepede oturup test çözerken başucumda durup gözümün içine bakıp ağlardı, onu sevmiyorum diye. Alırdım kucağıma, göğsümün üstüne yatırırdım, iki okşamaya uyurdu hemen. Oramda saatlerce uyurdu. Ben test çözmeye başlarken onu sevmiyorum diye, elimi üzerinden çektim diye direk uyanırdı. Hele ben ağlarken. Ağladığımda gelir gözyaşlarımı yalardı, ağlamiyim diye. Oyun oynamak isterdi. Ama çok ağladığı için vermek zorunda kaldık. Ama ben çok özledim onu. Kapıyı açtığımda benim odamdan ağlamasını, odama girdiğimde direk üstüme atlamasını. Her şeyi çok özledim. Kardeşim olmadığı için Köpük'e kısa zamanda çok bağlanmıştım, kardeşim yerine koymuştum onu, dostum yerine koymuştum. Ama o da gitti işte. Annem yüzünden. Ama çok özledim. Bakın ne tatlı oynuyo-duk:

Kimse anlamadı.

Hani bi derdin olur ama kimse anlamaz ya. Hani herkes yanındadır ama o derdini kimseye anlatamazsın. Sarılmak istersin ona, deli gibi, yasak olduğunu, sarılmaman gerektiğini bile bile. Ama istersin işte, elinde değildir. Her geleni ona benzetirsin, 'o olsa böyle mi derdi acaba?' dersin. 'Acaba o da başkalarını sevdiği halde yanında olmamı istiyo mudur?' dersin. Ben söyliyim mi cevabını? İstemiyo. Umrunda bile değilsin. Ya abi çok saçma bi kere. Umrunda olsaydın eğer, zaten gitmezdi. Bırakmazdı seni. Onu sevmiyorum, nefret bile etmiyorum. (bi kardeşim var, hep 'nefret de bi sevgi şeklidir' der. Düşün nefret bile etmiyorum.) Ama hani hayatımda olması gerekiyomuş gibi hissediyorum, ona sarılmam gerekiyomuş gibi. Ama düşünmemeliyim. Düşünmicem.
He bide hani sana değer veriyomuş gibi yapanlar var ya, hani karşı cinsten. He onların da umrunda değilsin sen. Böyle kötü olduklarında gelirler, yanlarında olursun ama sen kötü olduğunda onlar olmazlar. Gelir 'bebeğim' der, omzunda öper falan ama sikinde bile değilsin açıkcası. La en basitinden.; mesela bi şarkı çıkar, ağlamaya başlarsın. (Bkz: https://www.youtube.com/watch?v=RxWEvV9zYj4&feature=player_embedded#!) Ama gözyaşlarını silen kimse yoktur. Var mı? Yok işte yok. Tek başınasın. 'Benim kardeşlerim var mıymıymıy' deme salak gibi. Kardeşlerin var ama bi yerde yalnız kalmak zorundasın anlıyo musun? Her insan yalnız kalmak zorunda kalır, kalmalıdır. Yoksa kim olduğumuzu unuturuz.
Ya ama bak. Karar aldım ben. Ders çalışıcam mesela, siklemicem kimseyi. Konuşurken mutlu olduğum tek bi insan var, ondan hoşlanıyorum da zaten, onunla devam edicem. Kalan kimseyi siklemicem -kardeşler dışında- Haketmiyolar çünkü. Bu kadar acı çektim, en iyisini hakediyorum bence. Sizce? Sizce haketmiyo muyuz? O yüzden bırakın buna aşığım, bunu seviyorum ayaklarını. Sizi mutlu eden biri varsa abanın oğlum ona. Konuşun saatlerce, oturun tavana bakarak onunla ilgili hayaller kurun. Eğer yine üzülücekseniz en azından üzmeden önce mutlu eden biri için üzülün, şerefsizin biri için değil, dengesizin biri için değil, sizi haketmeyen biri için değil. Anlatabildim umarım.
Anlatamasam da siz anlamışsınızdır beni, çoğumuzun acısı birbirine benziyo zaten. Sürekli yazıcam buraya, sürekli. Amacım 'oo ben çok iyi yazıyorum herkes beni okusun' demek değil. Sadece rahatlamak için. Neyse. Öyle.